Dil ve Düşünce İlişkisi: Sapir-Whorf Hipotezi

Dünyada duyulan yaklaşık yedi bin dil var – hepsinin farklı sesleri, kelimeleri ve yapıları var. Bildiğiniz gibi, dil hayatımızda önemli bir rol oynar. Ancak merak uyandıran bir soru da şu: Nasıl düşündüğümüzü gerçekten etkileyebilir mi? Gerçekliğin ve kişinin dünyayı nasıl algıladığının konuşulan kelimelerle ifade edildiği ve gerçeklikle tamamen aynı olduğu yaygın olarak düşünülmektedir.

Yani algı ve ifade eşanlamlı olarak anlaşılır ve konuşmanın düşüncelere dayandığı varsayılır. Bu fikir, kişinin söylediklerinin dünyanın zihinde nasıl kodlandığına ve kodunun nasıl çözüldüğüne bağlı olduğuna inanır. Ancak birçoğu bunun tersine inanıyor. Bunda, kişinin algıladığı şey konuşulan söze bağlıdır. Temel olarak, bu düşünce dile bağlıdır, tersi değil.

Yirminci yüzyıl dilbilimcileri Edward Sapir ve Benjamin Lee Whorf, tam da bu ilke ve onun yaygınlaştırılmasıyla tanınırlar. Sapir-Whorf Hipotezi veya daha yaygın olarak Dilsel Görelilik Teorisi olarak bilinen ortak teorileri, iletişim teorilerinin tüm alanlarında büyük önem taşımaktadır.

Sapir-Whorf hipotezi, bir kişinin dilinin dilbilgisel ve daha sözel yapısının dünyayı nasıl algıladıklarını etkilediğini belirtir. Dilin kişinin düşüncelerini belirlediğini veya etkilediğini vurgular. Örneğin, farklı kelimeler diğer dillerde çeşitli anlamlara gelir. Her dildeki her kelimenin bir yabancı dilde birebir çevirisi yoktur. Bu küçük ama önemli farklılıklar nedeniyle, belirli bir dilde yanlış kelime kullanmak önemli sonuçlar doğurabilir.

Dil ve Dusunce Iliskisi Sapir Whorf Hipotezi
Dil ve Dusunce Iliskisi Sapir Whorf Hipotezi

Bir Toplumun Dili Kültürünü Nasıl Etkiler?

Kültür, bir toplumun değerleri, normları ve inançları tarafından tanımlanır. Kültürümüz, dünyayı deneyimlediğimiz ve çevremizde olup bitenlere dair ortak bir anlam geliştirdiğimiz bir mercek olarak düşünülebilir. Yarattığımız ve kullandığımız dil, ortaya çıkan kültürel ve toplumsal ihtiyaçlara yanıt veriyor. Başka bir deyişle, nasıl konuştuğumuz ile dünyayı nasıl algıladığımız arasında belirgin bir ilişki vardır. Pek çok entelektüelin sorduğu çok önemli bir soru, toplumumuzun dilinin kültürünü nasıl etkilediğidir.

Dilbilimci ve antropolog Edward Sapir ve o zamanki öğrencisi Benjamin Whorf bu soruyu yanıtlamakla ilgilendiler. Birlikte, düşünce süreçlerimizin ağırlıklı olarak dünyaya nasıl baktığımızı belirlediğini belirten Sapir-Whorf hipotezini yarattılar. Dilimiz düşünce süreçlerimizi kısıtlar – dilimiz gerçekliğimizi şekillendirir. Basitçe, kullandığımız dil, düşünme şeklimizi ve dünyayı nasıl gördüğümüzü şekillendirir.

Sapir-Whorf hipotezi, dil kullanımımızın dünyaya bakış açımızı şekillendirdiğini teorize ettiğinden, farklı dilleri konuşan insanlar farklı dünya görüşlerine sahiptir. 1920’lerde Benjamin Whorf, Yale Üniversitesi’nde Amerikan dil antropolojisinin babası olarak kabul edilen dilbilimci Edward Sapir ile çalışan bir yüksek lisans öğrencisiydi. Sapir, endişe verici bir hızla kaybolan birçok Kızılderili kabilesinin kültürlerini ve dillerini belgelemek ve kaydetmekten sorumluydu. O ve selefleri, dil ve kültür arasındaki yakın ilişkinin gayet iyi farkındaydılar. Sapir gibi antropologların, o kültürü konuşanların dünya görüşünü gerçekten anlamak için çalıştıkları kültürün dilini öğrenmeleri gerekir. Whorf, bunun tersinin de doğru olduğuna, dilin konuşanların nasıl düşündüğünü etkileyerek kültürü etkilediğine inanıyordu.

Hipotezi, bir dilin kelimelerinin ve yapılarının, konuşmacının nasıl davrandığını, dünya hakkında nasıl hissettiğini ve nihayetinde kültürün kendisini etkilediğini öne sürdü. Basitçe söylemek gerekirse, Whorf, konuştuğunuz belirli dil nedeniyle dünyayı başka bir dil konuşan başka bir kişiden farklı gördüğünüze inanıyordu. İnsanlar, geleneksel olarak anlaşıldığı şekliyle olgusal dünyada ya da toplumsal eylem dünyasında yalnız yaşamazlar, ancak toplumları için iletişim ve ifade aracı haline gelen belirli bir dilin bağışlanmasına büyük ölçüde müsamaha gösterirler. Büyük ölçüde, gerçek dünya, grubun diliyle ilgili olarak bilinçsizce alışkanlıklar üzerine kuruludur. Topluluğumuzun dil alışkanlıkları yorum seçimlerini önceden belirlediği için, bizim yaptığımız gibi geniş çapta işitir, görür ve başka şekilde deneyimleriz.

YORUMLAR

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir