İkinci Yeni Akımı Şairleri ve Şiirleri

İkinci Yeni Akımı,1950’li yılların ortalarında Türk Edebiyatına damgasını vuran bir şiir hareketidir. İkinci Yeni Akımı şairleri, eski şiir anlayışını eleştirerek yeni bir şiir anlayışı getirmişlerdir. Bu dönemde pek çok önemli şair bu yeni akıma uygun şiirler kaleme almıştır.

Bu Yazıda Okuyacaklarınız

İkinci Yeni Akımı Şairleri

İlk İkinci Yeni Akımı şairleri Soluk, Ece Ayhan, Cemal Süreya, Edip Cansever, İlhan Berk, Turgut Uyar ve İsmet Özel’dir. Bu şairler, şiiri kelimeler arasındaki ilişkileri esas alarak yazmışlar, konuya değil formda özgünlük aramışlardır. Şiirlerinde aklın ve bilimin etkisi görülmüştür.

İkinci Yeni Akımı şairleri, şiiri özgürleştiren bir anlayışa sahip olduklarından şiirlerinde ritim ve uyak unsurlarıyla oynamışlardır. Şiirde yalın bir dil kullanarak eski şiir anlayışından ayrılmışlardır. Bu nedenle, İkinci Yeni Akımı şiirleri, anlaşılması zor olarak nitelendirilmiştir. İkinci Yeni Akımı şairlerinin şiirlerinde, “yaralı kentler” ve “insan ilişkileri” önemli temalar arasında yer almaktadır. Şairler, dünya ve yaşam hakkındaki çatışmaları, varoluşu, insanın yalnızlığını ve acısını işlemişlerdir. Şiirlerinde, ayrıca siyasal eleştiriler de yer almaktadır.

İkinci Yeni Akımı şairlerinin özellikle Ece Ayhan ve İlhan Berk gibi şairleri, topluma karşı eleştirel bir bakış açısı sergilemişlerdir. Şiirleriyle toplumsal sorunlara dikkat çekmişler ve duyarlı bir toplum oluşmasını sağlamışlardır. İkinci Yeni Akımı dönemi, Türk edebiyatında önemli bir dönüm noktasıdır.

Ikinci Yeni Akimi Siirleri
Ikinci Yeni Akimi Siirleri

İkinci Yeni Akımı Şiirleri

Cemal Süreya(1931-1990) Beni Öp Sonra Doğur Beni

Şimdi,

Utançtır tanelenen sarışın çocukların başaklarında.

Ovadan Gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan,

Çeviriyor o küçücük güneşimizi.

Taşarak evlerden taraçalardan

Gelip sesime yerleşiyor sesimin esnek baldıranı

Sesimin alaca baldıranı

Ve kuşlara doğru

Fildişi: Rüzgarın tavrı

Dağ: Güneş iskeleti

Tahta heykeller arasında

Denizin yavrusu kocaman

Kan görüyorum taş görüyorum

Bütün heykeller arasında

Karabasan ılık acemi

-Uykusuzluğun sütlü inciri-

Kovanlara sızmıyor.

Annem çok küçükken öldü, beni öp sonra doğur beni.

Sezai Karakoç (1933-2021) Mona Roza

Mona Roza, siyah güller, ak güller

Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

Kanadı kırık kuş merhamet ister

Ah, senin yüzünden kana batacak

Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

Mona Roza, bugün bende bir hal var

Yağmur iğri iğri düşer toprağa

Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek

Mona Roza seni görmemeliyim

Bir bakışın ölmem için yetecek

Anla Mona Roza, ben bir deliyim

Açma pencereni perdeleri çek.

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi

Bende çıkar güneş aydınlığa

Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

Seni hatırlatıyor her zaman bana

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

Bir mumun ardında bekleyen rüzgar

Işıksız ruhumu sallar da durur

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Edip Cansever(1928-1986) Yerçekimli Karanfil

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde

Oysaki seninle güzel olmak var

Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi

Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda

Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte

Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel

O başkası yok mu bir yanındakine veriyor

Derken karanfil elden ele.

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle

Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil

Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk

Birleşiyoruz sessizce.

YORUMLAR

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir